Kayıtlar

Geçmişe Sahip Çıkmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rahmet, Minnet ve Saygıyla!..

Resim
Rahmet, Minnet ve Saygıyla!... Ahmet Aygen Değerli Dostlar!.. Bugün Çanakkale zaferimizin 108. yıldönümünü idrak ediyoruz. Bundan bir asır önce kahraman ecdadımız, bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdı. İslâm’ın izzet ve şerefini, Müslümanların haysiyet ve onurunu müdafaa etti. Mabetlerimize namahrem eli değdirtmedi. Şehadetleri dinimizin temeli olan ezanlarımızın susturulmasına müsaade etmedi. Onlar, imanlarıyla, cesaretleriyle, fedakârlıklarıyla, Allah’ın inayet ve yardımıyla büyük bir zafer kazandılar. Bugün bize düşen Çanakkale ruhunu her daim canlı tutmak ve gelecek nesillerimize de aktarmaktır. Bu vesileyle başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize, ebedi âleme göç eden gazilerimize Yüce Rabbimizden rahmet niyaz ediyorum. Ayrıca, Afetlerde vefat eden kardeşlerimize ve ahirete irtihal etmiş bütün geçmişlerimize Yüce Mevla’mızdan rahmet ve merhamet diliyorum.

Zaman ve Mekâna Sahip Çıkmak!..

Resim
Zaman ve Mekâna Sahip Çıkmak!... Ahmet Aygen Eskiler benim hafızamda, hoşgörünün, tevazunun, yardımlaşmanın timsali, saygı ve sevgi ortamının hat safhada olduğu bir zaman olarak yer etmiştir. İnsanların ırklarına, renklerine ve cinsiyetlerine göre sınıflandırıldığı günümüzün, eskilere karşı hasret duyması da bu sebeplerdendir. Eskilere duyulan özlem bunlarla bitmez. Edep vardır eskilerde, büyüklere saygılı olmak vardır. Yüksek sesle konuşmanın unutulduğu bir yerdir eskiler… Kenetlenmenin, birlikten kuvvet doğurmanın örneğini teşkil eder eskiler. Kendi boğazından çok, komşusunun boğazını düşünenlerin olduğu, kapıya gelip ‘Allah rızası için’ diyenin boş çevrilmediği bir yerdir eskiler… Zamanın en büyük nimetlerindendir eskinin günümüze zuhur etmesi. Eski varlığını sürdürecek ki edep, hayâ daim olsun. Edep yâ hû! Diyen ve bu düsturla yaşayan bir nesil varlığını devam ettirsin. Eskiye duyulan özlemi ve saygıyı görev kabul eden şuur sahibi genç nesiller, edebin, sevginin ve hoşgörünün ilele

Sevdiğinizi Allah İçin Sevin!

Resim
Sevdiğinizi Allah İçin Sevin!.. Ahmet Aygen (1  Ekim 2013-Ankara) Tasavvufi kavramlardan biri de 'el-hubbu fillah/Allah için sevmek', 've'l-buğzu fillah/Allah için buğzetmek'tir. Bu Nebevî ölçü, müslümanların birbirlerine karşı tutum ve davranışlarında takva ölçüsüdür. Saf ve berrak bir sevgidir. Basit menfaatleri, büyük hırs ve hasetleri, ayrılık ve kinleri ortadan kaldıran kalplere şifa olan sevgidir. Yaratılış itibariyle et ve kemikten teşekkül eden, fakat AKIL ve İDRAKİ sayesinde bütün mahlukattan üstün bulunan insanoğlu, kendisini Hakka teslim ettiği ve "O"na gönül  verdiği sürece bu üstünlük vasfını taşıyabilir. Allah'a kulluk eden, "O"nun sevgisini içlerinde yaşatanlar mutlu ve bahtiyar olurlar.  Maddeten yükselirler, AHLÂKEN melekleşirler, "O"nun yarattıklarını da SEVERLER.!  Sevdiğini ALLAH(c.c)için SEVMEK sevmediğini de Allah için sevmemek, kendisi için istediğini de BAŞKALARI için de istemek, kendisi için "HOŞ"

18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlama Mesajı

Resim
18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlama Mesajı!... Ahmet Aygen 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. Yıl dönümü vesilesiyle bin yıldır istiklalimiz ve istikbalimiz için bir gül bahçesine düşer gibi toprağa giren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Çanakkale şehitlerimizi, Birinci Dünya Savaşı’nda pek çok cephede verdiğimiz yüz binlerce şehidimizi, İstiklal Harbi şehitlerimizi, terörle mücadele şehitlerimizi, 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Türk ve dünya tarihine damga vurmuş en önemli olaylar arasında yer alan Çanakkale Deniz Zaferi, bir milletin birlik ve beraberlik içinde verdiği şanlı mücadelenin bir kahramanlık destanıdır. Hiçbir zaman geri dönmeyi düşünmeyen, düşmanı bile kendisine hayran bırakacak kadar asil bir davranış sergileyen kahraman ecdadımız, elde ettikleri bu zafer ile milletimizin hatta coğrafyanın kaderini değiştirmiştir. Biz aslında kimiz? Sorusunun cevabını merak edenler Çanakkale’ye bakmalıdır. Orada Filistinli Ahmet ile

Ayna'ya Bak veya Karşındakini Tanı!...

Ayna'ya Bak veya Karşındakini Tanı!... Ahmet Aygen Dün akşam kitaplarımdan birini aldım ve okumak için bir kenara geçip oturdum. Nerede kaldığımı hatırlamaya çalışarak sayfaları çeviriyordum. Ve bir tane takvim yaprağına rastladım. Alıp arkasını çevirdim ve mavi bölgeye yazılmış yeri okumaya başladım. Yazının başlığı "Arkadaşını iyi seç" idi. Meraklandım ve okumaya başladım. Yazı şöyle devam ediyordu: "Ey oğul! İki çeşit dost ve kardeş vardır. Birisi, başına bir bela geldiği zaman seni korur; diğeri de mutluluk ve ikbal günlerinde senin dostundur.  Bela gelip ikbalden düştüğünde dostluk yüzünü gösteren kardeşi hakiki kardeş bil ve dostluğunu korumaya çalış. Saadet günlerindeki dosta pek güvenme. Sıkıntılı günlerinde dostluk bağını uzatmıyorsa, onu düşman bil. Heveslerine ve nefsine uyan aşağılık çukuruna yuvarlanır. Zarif görünümlü insanlar fazla ilgini çekmesin. Dış görünüşe aldanma. Çünkü insan, kalbiyle, düşüncesiyle ve diliyle insandır, kıyafetiyle değil! Benzi

Sevgi ve Dostluk!...

Resim
Sevgi ve Dostluk!... Yazan: Ahmet Aygen (Ankara Büyükşehir Belediyesi, Eğitim Kültür Daire Başkanlığı Yayını, İLİM,  KÜLTÜR ve SANATTA ANKARA , Dergisi Sayı 3 Şubat-Mart 1998 ) DOSTLUK: İki veya daha çok kişinin birbirlerine karşı duydukları sevgidir. Dostluk sevmektir. Sevgi Cenab-ı Allah'ın yaratmış olduğu tüm mahlûkatı sevmek ona karşı ilgi ve alaka ile başlar. Dostluk ve sevgi üzerine birçok söz söylenmiştir. Belki de söylenen sözlerin en çoğu sevgi ve dostluk üzerinedir. Bu konuda söylenen sözlerden bazıları, Hz. Ali der ki: "Dostu olmayan kişi sağı olmayan sol el gibidir", "Sana samimi arkadaşlar gerek. Çünkü onlar, kendilerinden yardım istediği zaman sana arka ve direk olurlar, dünyada bir insana bin dost az, bir düşman çoktur." Ziyad der ki: "Kişinin kazandıklarının en iyisi dosyalardır; çünkü onlar zamanın hadiseleri ve hadiselerin belaları üzerine yardımcı, sevimli ve sıkıntılı zamanlarda yardım edicidirler." İbnu-s Sem

Ne Güzel!...

Resim
Ne Güzel!... Yazan: Ahmet Aygen (Ankara Büyükşehir Belediyesi, Eğitim Kültür Daire Başkanlığı Bülteni,  KÜLTÜR  PINARI, Şubat 1998 ) Çağımıza uyarak Gerçekleri duyarak Güzel sözler koyarak Yapıt vermek, ne güzel! Güler yüzle ışımak Mutlu günler yaşamak Çağdaş fikir taşımak Kültür görmek, ne güzel! Tohumları ekerek Fidanları dikerek Alın teri dökerek Ürün dermek, ne güzel! Al eline bir keser Senden de kalsın eser İnsanlık borcunu ver Buna ermek, ne güzel! Ülkün olsun dünyada Gün geçirme hülyada Mutluluk tada tada Ömür sürmek, ne güzel! Hayır, sevap eylemek Güzel şiirler söylemek "İyi günler" dilemek Selam vermek, ne güzel! 

Allah'a Teslimiyet ve Kurban Hadisesi!...

Resim
Bu Kıssa "Kur'an-ı Kerim Sâffat Sûresi'nde Şöyle Zikredilmiştir . Şöyle ki: Allâh’ü Teala İbrahim Aleyhisselâm’ı Nemrud’un ateşinden kurtardıktan ve O da Babil’den Şam’a hicret etmeye niyet ettikten sonra şöyle dedi: Ben Rabbim'e gidiyorum. Yani, Rabbimin bana emrettiği yere, Şam’a gidiyorum. Bu ayet hicret'te asıldır ve ilk hicret eden de İbrahim Aleyhisselâm’dır. O, beni yoluna iletir. İbrahim Aleyhisselâm Şam’a ulaştığı zaman mahlukatın rabbine dua etti ve şöyle dedi.Ey Rabbim! Bana Salihlerden (bir oğul) ihsan et. Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Biz de ona bir oğul hibe ettik. Gelişip büyüdü. Oğlu, (İbrahim’in) yanında koşacak çağa gelince; Yani büyüyüp onunla birlikte ihtiyaçları ve menfaatleri için koşturacak duruma gelince. Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görmekteyim. Yani Allah için kurban ettiğimi görmekteyim. Artık bak, bu konuda ne düşünürsün? dedi. Çocuk da; “Babacığım! Sana ne emredildiyse yap. İnşallah beni (Al

Bir Çağrıydı Salâ!...

Bir Çağrıydı salâ... 15 Temmuz gecesi dara düşmüş bir Ümmetin Efendisine, "Yetiş YA RASULALLAH" diye seslenişiydi  salâ... Ezanları susturan darbelerden, Darbeleri durduran salâlara... 15 Temmuz 2016'da Türk Milleti'ne karşı yapılan hain kalkışayı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı yapılan hain "Darbe" girişimini başta paralel yapı "Fetö Terör Örgütü"nü ve bütün terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca bu kalkışmada, diğer darbe ve terör olaylarına karşı canı pahasına "Milleti'ne ve Devleti'ne sahip çıkan ve bu uğurda can veren bütün şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü"nüzü en kalbi duygularımla kutluyorum. Ahmet Aygen  

Gidiyormusun?! Ey Şehr-i Ramazan!..

Gidiyormusun?! Ey Şehr-i Ramazan!... Ahmet Aygen (14  Haziran 2018-Ankara) Elveda ey Rahmet Güneşi Şehr-i Ramazan. Mü'minler için hüsn-ü şehadette bulunmak üzere Rabbin huzuruna gidiyorsun... Kırık dökük dünyamıza misafir oldun.  Yaşanan her ânın kalbimizden birer parça gibi kopup gittiğini ve artık dönmeyeceğini bize defalarca ihtar ettin. Bizi defalarca uyardın. Sen bize rahmet yüklü bulutlardan daha fazla rahmetle geldin ey Şehr-i Ramazan!  Bizi rahmet dolu kucağına aldın!  Müşfik kucağında bir ay boyunca rahmettine kandık.. Bizi Kur’ân’ın müjdeleriyle müjdeledin! Bize ebedî saadetin kokusunu getirdin! Bizi Resûlullah’ın (asm) şefaat müjdesiyle coşturdun! Bize Cennetin pınarlarından birer damla hayat kaynağı sundun; Cennete benzeyen lezzetinle aklımızı başımızdan aldın! Berekettin ile geldin.. İnşaAllah bize bereketinden nasiplenmiş olarak bırakıp gidersin.  Rahmet ayı Şehr-i Ramazan...  Mağfiret ve Rahmet ayı! Yine gel dünyamıza! Seni bek

Kadir Gecesi ve Önemi!.

Resim
Kadir Gecesi'ne Bin Aydan Hayırlıdır!..  Denmesinin Hikmeti Nedir? Ahmet Aygen “Bin ay” seksen üç sene dört aylık bir süreye tekabül eder. Geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Resulullah (a.s.m.) sahabilere ısrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca şaşırdılar ve kendi amellerini az, gördüler. Bunun üzerine Kadir Suresi indirildi. Başka bir rivayette Peygamberimiz Sahabilere israiloğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlattı. Sahabiler bunu hayretle karşıladı. Cebrail Aleyhisselâm geldi, “Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir” diyerek Kadir Suresini okudu ve, “ışte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır” buyurdu. Diğer bir rivayette Resulullah”a bütün ümmetler

Hoş Geldin Cömert Misafir!..

Resim
Hoş Geldin Cömert Misafir!... Ahmet Aygen ( 23 Eylül 2009-Ankara) Açlığında sayısız lezzet hediyeleri sunan, lezzetli açlık oruçla ruh dünyamıza hesapsız ziyafetler çeken, yetmiş hikmetiyle hayatımıza manalar yükleyen fazilet ve kemâlatımızın terakki zembereği hoş geldin… Akıl marifet sofrasına kurulur seninle, bir lezzet alır ki tarif edilmez. Şükür nimetini hakkıyla hazmeden ruhumuzun lezzetine diyecek yoktur. Mide acıktıkça diğer aza ve organlarımız iktisadı öğrenir, sabra alışır, riyazete çalışır, mânevî nimetlere doyarlar. Mü’minler derecelerine göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sürurlara mazhar olurlar; huzur atmosferinde teneffüs etmenin, fani hayatta baki hazine bulmanın bahtiyarlığına erişirler. Kalp ve ruh, akıl, sır gibi latifelerin oruç vasıtasıyla yücelmesini, büyüyüp gelişmesini yaşar; insan hakiki insanlık makamlarına uçar. Mide ağlasa da mânevî cihazlar masumâne gülerler; onların lezzeti eşsiz, saadeti hudutsuzdur. Ruhu geliştiren, fa

Cuma Günü Hakkında...

Resim
Cuma Günü Hakkında...  Ahmet Aygen Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:  «Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür. Adem (a.s.) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş ve o gün cennetten çıkarılmıştır.»  «Cuma gününde bir saat vardır ki, hangi mü'min o saatte Allah'tan bir dilekte bulunursa Allah onun dileğini kabul eder.»  Müslümanların Haftalık Bayramı  Semavî, gayr-i semavî bütün dinlerin kutsal saydığı bazı özel günler vardır ve bu zaman dilimlerinde kendine özgü birtakım toplu ibadetler yerine getirilir. Hafta günleri içinde Yahudiler cumartesiyi, Hıristiyanlar da pazarı kutsal kabul ederler. Biz Müslümanlar için ise cuma günü bizzat Allah ve Rasûlü (sas) tarafından haftalık ibadet ve toplantı günü olarak teşri’ buyrulmuştur.  “Toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki (cem’) kökünden türetilmiş bir isim olan cum’a (cumua, cumaa) kelimesi, aynı zamanda Kur’ân-ı Kerim’in 62. sûresi’nin de adıdır.  Burûç sûresindeki “Burçlarla sü

Güven ve Sadâkat

Resim
Güven ve Sadâkat   Ahmet Aygen Son yıllarda en fazla ihtiyaç duyduğumuz Güven, maalesef yerini güvensizliğe bırakmıştır. Hep birlikte büyük bir güven bunalımı yaşamaktayız. İnsan insana, arkadaş arkadaşına, komşu komşusuna hatta kardeş kardeşe güvenmemeye başlamıştır. Çocukluk yıllarımla şimdileri kıyasladığımda, güven bunalımın ve güvensizliğin her yıl biraz daha arttığını görmekteyim.  Benim çocukluğumda köyde evler arasında avlu duvarları yoktu, tarlalar arasında çitler yoktu. Avluları komşularla beraber kullanırdık, evden çıkarken kapıyı çeker çıkardık, kilit bilmezdik. Bir güven itimat vardı. Oysa şimdi kapılara bir kilit yetmiyor, iki kilit takıyoruz, o da yetmiyor alarm, kamera taktırıp güveliği sağlamaya çalışıyoruz. Avlu duvarlarına 150-200cm duvar örüyor üzerine tel çekiyoruz. Bu derece güven bunalımının en önemli sebebi Dinimize, İslam’ın ipine sıkıca sarılmadığımızdan, Hz Peygamberimizin sünnetini yaşamadığımızdandır. Oysaki Muhammed-ül emin olan

"Dostlar" İçin...

"Dostlar" için Hz.  Peygamberimizin (Sav) Hayatından Hatıralar!.. Ahmet Aygen Hep derim... Ne sıkıntı çekiyorsak Hazreti Muhammed'in hayatından uzak yaşadığımız hayat yüzünden çektik ve çekiyoruz ... İstedim ki... Belki hiç bilmediğiniz bazı bilgileri size vereyim de onu daha fazla tanıyalım ... Dostlar... Malum olduğu üzere 632 yılında veda haccı için 40 bin kişi ile Medineden ayrıldı ve katılımlar ile 120 bini geçkin insan ile mekkede buluştu... Haccın bitimi sonrası Medine'ye yolculuk öncesi üç gün herkese istirahat verdi.... Son Akşam olduğunda kimsenin haberi yoktu ki gizlice herkesten ayrıldı ... Hz Muhammed'den haber alınamıyordu.... Gören de yoktu... Zira Hz. Muhammed kalabalık arasında gizlenerek yalnız başına ayrılmış ve önce kendine bu süreçte yardım eden Amcasına teşekkür etmek için kabrine gelmişti.... Bir müddet yaşlı gözlerle amcası Ebu Talip'in kabri başında durdu.... Sonra... Yakınındaki Hz Hatice'nin kabri başı

Çanakkale Geçilmez!...

Resim
Çanakkale Geçilmez!... Ahmet Aygen Dönemin hasım küresel güçlerinin sahillerimize kadar gelerek, vatan topraklarına yönelik kirli ve habis emellerini hayata geçirmek istemeleri, çok şükür ki Çanakkale önünde imana çarpmış, ecdadımızın bağımsızlığa duyduğu inançla erimiş ve yok olmuştur. ‘Batmaz’ denilerek, haklarında efsane uydurulan savaş gemileri, gücünü yalnızca milletimizin eşsiz varlığından alan kahramanların, ağırlıklarının bir önemi olmadan sırtlandığı mermilerin hedefi bulmasıyla, bir kalıntı ve batak olmak üzere Boğaz’ın dibini boylamışlardır. Son yurdumuz olan Anadolu’yu kuşatan düşman unsurlarının sahip oldukları teknolojik ve moral üstünlüğüne karşı, kendilerini seve seve feda eden vatan evlatlarının dikilmesi haklı olarak Çanakkale’de bir Türk destanının doğmasına neden olmuştur. Bu zafer milletimiz açısından stratejik ve jeopolitik bir dönüşüm sağlamış ve aynı zamanda, dünyanın siyasi, ekonomik ve kültürel çehresinin değişmesinde de çok etkili olmuştur

İnsanoğlu Ebediyete Aşıktır!..

Resim
İnsanoğlu Ebediyete Aşıktır!... Ahmet Aygen Oysa ki!. ‘Ya Bâki, Entel Bâki’ Büyük bir bey'in ömrüne ecel askerleri hücum etmiştir. Çok geçmemiş, parlak yanağındaki güzellik gitmiş, gün bitimi sararan güneşe dönmüş... Şehrin önde gelenleri, ecele çare olmadığını bildiklerinden, "eyvah beyimiz elden gidiyor" diye yakınıp ağlamaya başlamışlar.  Oysa her taht, saltanat bir gün bitecektir; bitmeyecek tek saltanat Allah’a aittir.  Artık son nefesinin iyice yaklaştığını anlayan bey titreyen sesiyle; "Bu şehirde benim kadar büyük birisi daha yoktu. Gör ki sonum geldi, anladım ki her şey boşmuş. Dünyanın her türlü nimetini toplayıp yığdım ve fakat meyvesinden yiyemedim. Şimdi hepsini ardımda bırakıp düşkünler gibi çıplak gideceğim" diye yakınmış. Aklı başında olan kimse; dünyayı kendisine toplar, hem yer, hem bağışlar. Hayırlı şeyler yap ki, öldükten sonra peşini bırakmasın. Çünkü kazandıkların senin değildir. Ölüm döşeğindeki insan geride bıraktı

Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?!.

Resim
Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?!... Ahmet Aygen İşte geldik gidiyoruz, şu güzelim dünyadan… Kalanlara da, göçenlere de selâm olsun. Gönül niyazımız budur. Bir gün bir durakta bitecek yolculuk. O yolculuk ki, bir şey getirmeden gelip, bir şey götürmeden gitmek gibi yanı başımızda.  Sadece ve sadece yaşadıklarımız güzelse, yaşayacaklarımız ondan da güzel olacak temenni ve duasıyla gidiyoruz toprağın bağrına doğru. Toprağın gecesine girmeden güne ve güneşe merhaba diyemiyor bir tohum. İnsanda toprağın gecesine girmeden ve ölmeden, mahşerin sabahına, cennetin baharına doğamaz asla. Batıyor, bitiyor diye bu hayat, boşuna dertlenme. Güzel dünyanın her şeyi, tadına doyamadığımız onca nimet burada kaldı diye yerinme. Asıllarının yanına, men balarını görmeye gidiyoruz. Bu dünya çöllerinde unutmaz bizi Yaratan, şükür o Yaşatana. Tükenmez nimetlerin ve hazinelerin sahibi olana… Her senenin son ayında ve son günlerinde geriye dönüp baktığımda, savrulur ruhum, dört bir yan

Dost ve Arkadaşlıkta Denge!..

Resim
Dost ve Arkadaşlıkta Denge!... Ahmet Aygen Arkadaşlık hayatımız için çok önemlidir. Fakat, yanlış bir arkadaş seçimi size çok fazla zarar verebilir. Bu nedenle arkadaş seçiminde çok dikkatli olmak gereklidir. Çok samimi olmadan önce dikkat etmeli ve onu iyi tartmalısınız. İyi bir arkadaş sizin iyi ve kötü gününüzde yanınızda olan kişidir. Sizi hiçbir zaman yarı yolda bırakmaz. Sürekli olarak size destek verir. Arkadaşınız sizi kıskanıyorsa, dikkatli olmakta fayda vardır. Özelliklede size sezdirmeden içten içe kıskançlık duyan arkadaşlar çok ciddi zararlar verir. İyi arkadaşlar kıskanmazlar ve başarınızla gurur duyarlar. Böylece karşılıklı olarak bir paylaşım ortamı ortaya çıkar. Yanınızda olan arkadaşınız yapmacıksa mutlaka sıkıntı yaratır. Sizin yanınızda farklı başka insanların yanında farklı davranan veya yapmacık tepkileri varsa bu tarz arkadaşlar size zarar verir. Bu insanları yanınızda bulundurmayın. Bazı arkadaşlar, sadece sizinle vakit geçirmek isterler. S

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?!.

İnsanın En Büyük Düşmanı Kimdir?

Tamah ve Hırs Böyle Bir Şey!...