Zaman ve Mekâna Sahip Çıkmak!..


Zaman ve Mekâna Sahip Çıkmak!...
Ahmet Aygen


Eskiler benim hafızamda, hoşgörünün, tevazunun, yardımlaşmanın timsali, saygı ve sevgi ortamının hat safhada olduğu bir zaman olarak yer etmiştir. İnsanların ırklarına, renklerine ve cinsiyetlerine göre sınıflandırıldığı günümüzün, eskilere karşı hasret duyması da bu sebeplerdendir.

Eskilere duyulan özlem bunlarla bitmez. Edep vardır eskilerde, büyüklere saygılı olmak vardır. Yüksek sesle konuşmanın unutulduğu bir yerdir eskiler… Kenetlenmenin, birlikten kuvvet doğurmanın örneğini teşkil eder eskiler. Kendi boğazından çok, komşusunun boğazını düşünenlerin olduğu, kapıya gelip ‘Allah rızası için’ diyenin boş çevrilmediği bir yerdir eskiler…

Zamanın en büyük nimetlerindendir eskinin günümüze zuhur etmesi. Eski varlığını sürdürecek ki edep, hayâ daim olsun. Edep yâ hû! Diyen ve bu düsturla yaşayan bir nesil varlığını devam ettirsin.

Eskiye duyulan özlemi ve saygıyı görev kabul eden şuur sahibi genç nesiller, edebin, sevginin ve hoşgörünün ilelebet devam etmesi için aşk ile eskiyi muhafaza edecektir. Asla durum vahim değildir. Zamana ve mekâna sahip çıkan gönül insanları her zaman olmuştur, olacaktır!

‘İmansız ve İdealsiz Nesiller Türettik’

Aydın kesiminin yıllarca unutturmak istediği geçmiş bilinci, birliğimizde büyük yıkımlara neden olmuştur. Bu tahribatın en güzel ifadesi eskinin ve geçmişin davacısı, dilimizin en büyük ustalarından, merhum Cemil Meriç’in sözlerinde gizlidir:

‘İmansız ve idealsiz nesiller türettik. Pusuda bekleyen ideolojiler setleri yıkılan ırmaklar gibi yayıldılar ülkeye.’

Eskiye gem vurmak isteyen ideolojilere rağmen, geçmişin günümüze zorluklarla ulaştırdığı bilinç ve şuur düşüncesi, geçmişine ‘gericilik’ olarak bakmayan bir nesil olduğu müddetçe, varlığını ilelebet devam ettirecektir.

Tüm gayesi batının gölgesinde yetişmek olan, despot sistemlere boyun eğen ve sarılması gereken eskiler yerine, kendini modern dayatmaların kollarına bırakan zamane aydınları, kendi ideolojilerini özellikle gençlere empoze edebilmek için büyük çaba sarf etmiştir.

Lakin uyanan genç nesil sorduğu sorularla, aydınların uğraşlarını boşa çıkarmış, eskinin yaşayışına ve kültürüne sahip çıkmıştır. İnsanlığı sözde aydınlar değil, mukaddesata sahip çıkan, sorgulayan ve eskiye gem vurmayan nesillerimiz kurtaracaktır.

Eskiler; "Umut en son ölen şeydir" dermiş. Zorluklar bizi yıldırmasın. Yorulup ümidimizi kaybettiğimizi düşündüğümüz zamanlar olacaktır. Böyle durumlarda ihlâsla ve yeniden bir besmele çekerek 'Bu da geçer Ya Huu' diyelim, yola koyulalım. Unutmayalım zaferin yegâne sahibi Allah'tır.

"....Şafak yakın değil mi?" Hud 81

İstanbul’un fethinin mimarı, büyük devlet adamı Fatih Sultan Mehmed Han'ı ve bu Vatan için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle yad ediyorum. 

Mekanları cennet olsun.

Bu vesileyle "29 Mayıs 1453 Fetih" günümüzü en kalbi duygularımla kutlarım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?!.

İnsanın En Büyük Düşmanı Kimdir?

Tamah ve Hırs Böyle Bir Şey!...