Ayna'ya Bak veya Karşındakini Tanı!...

Ayna'ya Bak veya Karşındakini Tanı!...
Ahmet Aygen



Dün akşam kitaplarımdan birini aldım ve okumak için bir kenara geçip oturdum. Nerede kaldığımı hatırlamaya çalışarak sayfaları çeviriyordum. Ve bir tane takvim yaprağına rastladım. Alıp arkasını çevirdim ve mavi bölgeye yazılmış yeri okumaya başladım. Yazının başlığı "Arkadaşını iyi seç" idi. Meraklandım ve okumaya başladım. Yazı şöyle devam ediyordu:

"Ey oğul! İki çeşit dost ve kardeş vardır. Birisi, başına bir bela geldiği zaman seni korur; diğeri de mutluluk ve ikbal günlerinde senin dostundur. 

Bela gelip ikbalden düştüğünde dostluk yüzünü gösteren kardeşi hakiki kardeş bil ve dostluğunu korumaya çalış.

Saadet günlerindeki dosta pek güvenme. Sıkıntılı günlerinde dostluk bağını uzatmıyorsa, onu düşman bil. Heveslerine ve nefsine uyan aşağılık çukuruna yuvarlanır. Zarif görünümlü insanlar fazla ilgini çekmesin. Dış görünüşe aldanma. Çünkü insan, kalbiyle, düşüncesiyle ve diliyle insandır, kıyafetiyle değil!

Benzi sarı, zayıf kimseleri hor görme. Çünkü insan iki küçük et parçasıyla ölçülür. Kalbi ve dili. Öyleyse insanların bu iki değerinden faydalanmaya çalış; gerisi et, kan ve kemiktir.

Fazla konuşma! sonra bulunduğun toplulukta taşınması güç bir yük olursun. Seninle beraber oturana karşı alicenap davran. Yanına oturmak isteyene güzel, nazik davran."

Şimdi kendimize soralım biz hangisiyiz? Arkadaşlığı menfaat için yapanlardan mı, yoksa yanında süs olsun diye gezdirmek isteyenlerden mi, başkasından alırken karşısındakini enayi yerine koyanlardan mı? Yoksa paylaşırken içinden birşey kopanlardan mı?

Zamanı mı suçlamalı, yoksa aynaya mı bakmalı?!...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?!.

İnsanın En Büyük Düşmanı Kimdir?

Tamah ve Hırs Böyle Bir Şey!...