Kayıtlar

2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ramazan'la Kalabilmek!..

Ramazan'la Kalabilmek!.. Ahmet Aygen Meczup birine sorarlar: “Ramazanı da uğurluyoruz ne dersin?” “İyi ya işte, mübarek 11 aylar geliyor desene...” diye cevap verir meczup. Öyle ya, kadrini bilene her ay Ramazan, her gün Cuma, her gece ‘Kadir’dir.. İslam’ı yaşamak, insani değer ve erdemleri yaşatmak için bir daha ki Ramazanı beklemeye gerek yok. Ramazan, arınmak ve dönüşmek için o ayda olup biten bir zaman dilimi değil, belki tüm yılı kuşatması gereken start (başlangıç) zamanı olarak verilmiş olan bir aydır. Tabiri caizse bu ay bir talim/terbiye ayıydı. Şimdi artık aldığımız bu eğitim ve terbiye ile edindiğimiz güzel hasletleri hayata aktarma ve uygulama zamanı. Ramazan ayı, miskinlik yuvasına dönmüş bir yatış ayı değil; ölü toprağın baharın rahmet sularıyla birlikte dirilmesi gibi, ruhların dirildiği bir diriliş ve silkinme ayıdır. Demem o ki, mümin kullar için Ramazanlar, kandiller, ibadetler, taatler, iyilikler, faziletler bitesi değildir. Dinde bazı şiarlar ve rumuzlar vardır. ...

Mevlid Kandili Mesajı!..

Resim
Değerli Dostlar!.. Bugün, bundan 15 asır önce insanlığın kararmış vicdanlarına, bencilleşmiş ve bireyselleşmiş dünyevi anlayışa, körelmiş kalplere, hülasa insanın ve insanlığın zararına olan her türlü davranışın yaşandığı ve sorgulanamadığı bir dönemde âleme rahmet ve aydınlık ufku olarak gönderilen Peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselamın dünyaya teşriflerini kutluyoruz. Peygamberimizin dünyaya teşrifleri Cenab-ı Hakkın büyük bir lütfu ve beşeriyet tarihinin şüphesiz en önemli vakasıdır. Nitekim Ali İmran suresi 164. Ayeti Kerimesi’nde; "Allah Müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki onlar daha önce apaçık bir sapkınlık içindedir.” Uyarısıyla bu durum açık bir biçimde belirtilmiştir. O’nun gelişiyle birlikte ilim ve tefekkür âlemi yeniden canlanmış, cehalet karşısında insanoğlu eşitlik, merhamet, hak, sevgi gibi evrensel değerleri yükseltmiş, güçsüzler ve kimsesizler O’nun varlığı ile kendilerini güvende ve huzurlu hissetmişlerdir. Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid Ka...

Kibirle Değil, Tevazuyla Yüksel!..

Geçmişten Günümüze İbretlik Kıssalar!.. Ahmet Aygen Değerli Dostlar!.. Bir gün bir derviş, kibir ve gurur abidesi bir kralın sarayına davet edilir. Kral ona en güzel yemekleri hazırlatmış, gösterişli bir sofra kurdurmuştur. Derviş sofraya bakar ve yemeğe dokunmadan şöyle der: “Ey hükümdar! Sofran çok zengin ama içinde kanaat yok. Kalbin çok dolu ama içinde tevazu yok.” Kral'ın kibir ve gururlu bakışlarına aldırmadan derviş şöyle devam eder;  “Sarayına değil, kalbine misafir al. Malını değil, gönlünü ikram et. Asıl zenginlik gösterişte değil, kalpteki alçakgönüllülüktedir.” Kral; derviş'in o sözünün ağırlığıyla silkinir; o günden sonra altın tabaklardan elini çekip, halkıyla aynı toprakta çalışmaya, aynı kapta ekmeğini bölüşmeye ve onların dertlerini dinlemeye başlar." Ve görür ki; gerçek sofralar, gönüllerde kurulandır. Gücün ve iktidarın insanı yüceltmediğini, asıl yüceliğin kalpteki sadelik ve tevazuda saklı olduğunu bilimek gerek, zamanın saltanatları gelip geçer; fakat...

Asıl Büyüklük, Büyüklenmemeyi Bilmektir!..

Geçmişten Günümüze İbretlik Kıssalar!.. Ahmet Aygen Değerli Dostlar!.. Bir padişah düşünün; ihtişam içinde yaşıyor ama kalbi tevazuyu arıyor. Sarayında onlarca usta, vezir, âlim var. Ama nedense bir ayakkabıcıya özel bir hürmeti vardır.   Vezirlerden biri dayanamayıp sorar; “Nedir bu ayakkabıcıda seni etkileyen?” Padişah der ki: “Her sabah onu gözlemlerim. Sarayın kapısından içeri girerken başını eğerek selam verir. Görevine başlarken ‘Ben kimim ki?’ dercesine mütevazi bir şekilde besmele ile işine koyulur. Ürettiği her ayakkabıya kendi ismini değil, "El-Gafur" adını işler. Çünkü o kendini değil, Yaratıcı’yı yüceltir. İşini en iyi yapan, gönlünü en güzel koruyan odur.” Bu, bize tevazunun sessiz ama derin bir iz bırakabileceğini gösteriyor. Bazen büyük sözler değil, küçük hareketler gönülleri fetheder. Yine Peygamber Efendimiz'de bir hadis-i şerifinde " Kim alçakgönüllü olursa, Allah onu yüceltir." (Müslim, Birr, 69) diyerek biz insanlara erdemin, tevazunun ve a...

Ne Söylediğin Kadar, Nasıl Söylediğinde Önemli!...

Ne Söylediğin Kadar, Nasıl Söylediğinde Önemli!.. Ahmet Aygen Padişah, bir gece rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı içinde uyanır. Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini buyurur.  Uyku sersemi tabirci başı yanına gelince padişah rüyasını anlatıp sorar:  ‘’Tabirci başı bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle.’’  Tabirci başı biraz düşünür; sonra utana sıkıla birazda can korkusundan çekinerek: ‘’Şerdir, Padişahım. Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.’’ der. Bir an sessizlik olur, ardından padişah kükrer:’’Tez atın şunu zindana, felaket habercisi neymiş öğrensin!’’Tabirci başı yaka paça götürülüp zindana atılır.   Padişah bir başka tabircinin bulunmasını emreder. Huzuruna getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar: ‘’Hayır mıdır, şer midir?’’ der. İkinci ...

Hep Şikayet, Hep Şikayet!..

Hep şikayet, hep şikayet!.. Ahmet Aygen Bizim en büyük hastalığımız, atalet. Sonra da gelmiş adalet bekliyoruz.  Asıl zulmü ve haksızlığı, israf ve ziyanı, gıybet ve yalanı, vesvese ve talanı, kendimize ve çevremize yaparken... Toplumumuzun en alt kademesinden, isimlerinin önünde akademik ünvanlar bulunan koca, koca bilim insanları dahil sorumluluk alanlarımız'dan şikayet eder hale geldik! Çalışmayan, üretmeyen, hareket etmeyen, yangın çıksa çulu yokmuşçasına umarsız davranan, nefse hoş gelen ne icatlar varsa kuyruğa girip hemen alan! "Herkes yapıyor kaardişim!" Mazeretine sığınıp, söz konusu devleti eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye üşenip, kavga gürültü varsa papuçsuz koşan!... Elini taşın altına koymadan, oturduğu yerden herkesi taşlayan, önüne gelene ahkâm satıp, haşlayan!.. "İki günü eşit olan ziyandadır" diyen bir peygamberin ümmeti ve bu toplumun bir ferdi olmak oldukça rahatsız edici!.. Ata mirası yi...

Öleceğin Gün İçin Telaşlanma!..

Resim
Öleceğin gün için telaşlanma!.. Ahmet Aygen Onca değer verdiğin bedeninin başına neler gelecek diye kaygılanma! Ne olacak, nasıl olacak diye hiç üzülme! Çünkü Müslüman kardeşlerin senin için gerekenleri yapacaklar: 1- Elbiselerini bedeninden çıkaracaklar. 2- Bedenini yıkayıp gusledecekler. 3- Yeni elbisen olan kefeni bedenine giydirecekler. 4- Evinden dışarı çıkaracaklar. 5- Ve yeni evine, kabre götürecekler. 6- Cenaze merasimin için birçokları işlerini bırakıp gelecekler. 7- Özel eşyalarını toplayacaklar. Elbiselerin, çanta ve ayakkabıların, ne varsa hepsini seçip ayıracaklar; Muvaffak olurlarsa onları sadaka olarak fakirlere dağıtacaklar… Emin ol, sen öldükten sonra kimse işini gücünü bırakıp senin hasretini çekmeyecek, işler ve ticaret kaldığı yerden devam edecek, senin görevin bir başkasına devredilecek. Malın ve servetin bölüşülecek, mirasçıların hepsini sahiplenecek. Sen ise kazandığın o malların hepsinden tek tek hesaba çekileceksin. Öldükten sonra senden alınacak ilk şey adındı...

İyi insan olmak için dindar olmaya, Müslüman olmaya gerek yok mu?

Resim
İyi insan olmak için dindar olmaya, Müslüman olmaya gerek yok mu?!. Ahmet Aygen Son zamanlarda bu algı yayılmaya çalışılıyor.. Müşterisi de oldukça fazla...  Uzman etiketli pek çok kişi hatta bazı eğitimciler ve ilahiyatçılar bile bu algı tuzağına düşürülmüşler, başkalarını da bu tuzağa çekmeye çalışıyorlar..  Öyle inanıyorum ki bu sözün arkasında Deizm, Ateizm, Materyalizm vs gibi dinsiz ideolojiler var.. Kurtların avlamak istedikleri kuzuları sürüden ayırıp kendi tuzaklarına çekip gırtlağına çökmek istedikleri taktiği kullanıyorlar.. Tüm insanlık tarihi şahittir ki yeryüzünün her neresinde güzel bir ahlaki değer, öğüt ve öğreti varsa arkasında, temelinde dinler var, kutsal kitaplar var, peygamberler var. İnsanlar dinsiz bile olsalar dinlerden alınan ahlaki değerleri öğrenip yaşıyorlar, aktarıyorlar. Bu sözü çok sevip kullanan komünistlerin-kapitalistlerin, deistlerin, materyalistlerin vs icad ettikleri bir tane ahlak kuralı var mı? Bin tane ahlak kuralını çiğnediler, bozdula...

Hazırlanın Çünkü; Hayat Ölüme Hazırlıktan İbarettir!..

Resim
Hazırlanın! Çünkü hayat ölüme hazırlıktan ibarettir. Ahmet Aygen Ve bir gün her şey geride kalacak… Tüm sevdiklerimizden ayrılacağız. Eşlerimizden, çocuklarımızdan ailemizden ve dostlarımızdan… Uğruna geceleri uykusuz kalıp ömür tükettiğimiz, belki namazlarımızı terk ettiğimiz, kalp kırdığımız, kul hakkına girdiğimiz, faize ve harama bulaştığımız dünyalıklarımız, mallarımız, birikimlerimiz, banka hesaplarımız, maaş kartlarımız, şirketlerimiz, çek koçanlarımız, evlerimiz, arabalarımız, mobilyalarımız, sahip olduğumuz her şey artık başkalarının malı olacak… Bir gün tüm makamları ve koltukları terk edeceğiz. Tüm ünvanlarımız ve apoletlerimiz alınacak. Masamızdaki ve kapımızdaki isimliklerimiz sökülecek. Bürokrasinin koridorlarında, sokaklarda, şehirlerde, marketlerde, AVM’lerde adımlarımız olmayacak artık. İsmimiz bile anılmayacak, unutulacağız… Ve bir ses duyacağız bitti artık… Tüm koşuşturmalar, yoğunluklar ve yorgunluklar son bulacak… Tüm randevular iptal edilecek. Tüm gündemler değişe...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?!.

Kalplerin Yakınlaştığı Mübarek Günler!..

Kibir ve Gurur, Kalbi Öldürür!..