Hep Şikayet, Hep Şikayet!..
Hep şikayet, hep şikayet!..
Ahmet Aygen
"Herkes yapıyor kaardişim!" Mazeretine sığınıp, söz konusu devleti eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye üşenip, kavga gürültü varsa papuçsuz koşan!...
Elini taşın altına koymadan, oturduğu yerden herkesi taşlayan, önüne gelene ahkâm satıp, haşlayan!..
"İki günü eşit olan ziyandadır" diyen bir peygamberin ümmeti ve bu toplumun bir ferdi olmak oldukça rahatsız edici!..
Ata mirası yiyen bir nesil olduk!..
Ahmet Aygen
Bizim en büyük hastalığımız, atalet. Sonra da gelmiş adalet bekliyoruz.
Asıl zulmü ve haksızlığı, israf ve ziyanı, gıybet ve yalanı, vesvese ve talanı, kendimize ve çevremize yaparken...
Toplumumuzun en alt kademesinden, isimlerinin önünde akademik ünvanlar bulunan koca, koca bilim insanları dahil sorumluluk alanlarımız'dan şikayet eder hale geldik!
Asıl zulmü ve haksızlığı, israf ve ziyanı, gıybet ve yalanı, vesvese ve talanı, kendimize ve çevremize yaparken...
Toplumumuzun en alt kademesinden, isimlerinin önünde akademik ünvanlar bulunan koca, koca bilim insanları dahil sorumluluk alanlarımız'dan şikayet eder hale geldik!
Çalışmayan, üretmeyen, hareket etmeyen, yangın çıksa çulu yokmuşçasına umarsız davranan, nefse hoş gelen ne icatlar varsa kuyruğa girip hemen alan!
"Herkes yapıyor kaardişim!" Mazeretine sığınıp, söz konusu devleti eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye üşenip, kavga gürültü varsa papuçsuz koşan!...
Elini taşın altına koymadan, oturduğu yerden herkesi taşlayan, önüne gelene ahkâm satıp, haşlayan!..
"İki günü eşit olan ziyandadır" diyen bir peygamberin ümmeti ve bu toplumun bir ferdi olmak oldukça rahatsız edici!..
Ata mirası yiyen bir nesil olduk!..
"Armut piş ağzıma düş" ütopyası içinde yaşıyoruz.
Lâkin sormalı; "Çocuklarımıza neyi miras bırakacağız biz?!"
Lâkin sormalı; "Çocuklarımıza neyi miras bırakacağız biz?!"
Leyleğin ömrü "lak lak" ile geçmiş...
Elin Avrupalısına, Amerikalısına "bak bak" dedirtecek bir inkılabımız olsa keşke.
Günün başında, ortasında ve sonunda "vah vah" diye sızlanmaktan başka yaptığımız bir şey yok!..
İslam'ın ilk emri "oku" ise ikincisi "gûm/harekete geç"tir...
Tabiat, her gün değişip dönüşürken, nehirdeki su bile, aynı yerden bir daha akmazken, pili çalışmayan saat gibi durmanın âlemi ne?!
Zaman gelsin de bizi, iki kere doğru çıkarsın diye bekliyoruz...
"Yatan aslandan gezen tilki yeğ'miş".
Bizim tilkiliğimiz de selfie çekip, birbirimizi çekiştirmekte...
Nereden tutsan elinde kalıyor.
Neyse ki umut veren cevherler de var içimizde.
Onların güneş gibi ufkumuzu aydınlatmasını bekliyoruz..
Belki üzerimizdeki küf ve mantar hastalığı gider...
Elin Avrupalısına, Amerikalısına "bak bak" dedirtecek bir inkılabımız olsa keşke.
Günün başında, ortasında ve sonunda "vah vah" diye sızlanmaktan başka yaptığımız bir şey yok!..
İslam'ın ilk emri "oku" ise ikincisi "gûm/harekete geç"tir...
Tabiat, her gün değişip dönüşürken, nehirdeki su bile, aynı yerden bir daha akmazken, pili çalışmayan saat gibi durmanın âlemi ne?!
Zaman gelsin de bizi, iki kere doğru çıkarsın diye bekliyoruz...
"Yatan aslandan gezen tilki yeğ'miş".
Bizim tilkiliğimiz de selfie çekip, birbirimizi çekiştirmekte...
Nereden tutsan elinde kalıyor.
Neyse ki umut veren cevherler de var içimizde.
Onların güneş gibi ufkumuzu aydınlatmasını bekliyoruz..
Belki üzerimizdeki küf ve mantar hastalığı gider...
Taşlar arasında bile çiçek açıyorsa, taşlaşmış kalplerimiz de bir gün çiçeklenir.
Tüm yaşanılanlara rağmen; Umutluyuz...
Yorumlar
Yorum Gönder